İşte gerçek ABD!!

Türkiye'ye akıl vermeye çalışanlar bakın neler yapıyorlar..

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Missouri eyaletinde polisin silahsız siyahî bir genci öldürmesi üzerine başlayan olaylar, dünyaya özgürlük dersi
veren ABD’nin gerçek yüzünü ortaya koydu.

Gezi Parkı vandalizminde Türkiye’yi insan haklarını ihlal etmekle suçlayarak, hükümete ayar vermeye kalkışan ABD, Ferguson’daki eylemcilere karşı Türkiye’nin Gezi’deki tutumundan çok daha totaliter bir tavır sergiledi.

Yahudilerin kontrolündeki medya kuruluşlarıyla Türkiye’yi çökertmeye çalışan ABD’de, askerlerin sokağa çıkmasından OHAL ilanına kadar çok sayıda yasakçı uygulama yaşandı. İşte o uygulamalar:

1- Pasaport soruldu, dünya ayağa kalktı

Gezi olaylarının yıldönümü olan 31 Mayıs 2014 tarihinde yasadışı gruplar Taksim’e çıkmak istedi. Gezi Parkı çevresinde toplanan göstericileri süpürme yöntemiyle İstiklal Caddesi’ne doğru uzaklaştıran polis, yabancı uyruklu şahıslar üzerinde de pasaport kontrolü uygulaması yaptı.

CNN Televizyonu muhabiri Ivan Watson da pasaport kontrolüne takıldı. Polisin; Ivan Watson’a pasaportunu sorması “basın özgürlüğü”ne darbe olarak sunuldu. CNN, canlı yayınlarla polisi eleştirdi.

AA muhabiri darp edilerek gözaltına alındı
Ferguson’daki olayları izleyen ve fotoğraf çeken AA muhabiri Bilgin Şaşmaz, ABD polisi tarafından darp edilerek gözaltına altına alındı. Bilgin Şaşmaz’a silah doğruldu ve ölümle tehdit edildi. Bilgin Şaşmaz’ın gözaltına alınmasına dünya medyası suskun kaldı.

Getty Images fotoğrafçısı Scott Olson, polisin gösterdiği yerde değil de caddenin diğer tarafında bulunduğu için gözaltına alındı. Scott Olson’un gözaltına alınması medya kuruluşları tarafından eleştirilmedi.

2- CNN ve BBC 9 saat kesintisiz canlı yayın yaptı

Gezi Parkı’ndaki olaylar sırasında CNN International, BBC, Associated Press (AP) ve Reuters, Taksim Meydanından uzun süreli canlı yayın yapmış ve savaş muhabirlerini İstanbul’a göndermişti.

CNN’de program sunucusu Christiane Amanpour, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı İbrahim Kalın’a da sansür uygulanmıştı.

Programa katılan Kalın’ın “DHKP-C Amerikan Büyükelçiliği’ne bomba attığında terörist, Taksim Meydanına çıkınca demokratik protestocu mu oluyor?” sorusu karşısında şaşıran Amanpour, Kalın’ı “program bitti” anlamına gelen “The show is over” sözleriyle yayından almıştı.
CNN, Amerika'daki olayları görmezden geldi

CNN, ABD’de meydana gelen olayları görmezden geldi ve eylemlerde polisin şiddetini haberleştirmedi.

3- Başbakanlık Çalışma Ofisi basılmak istendii, OHAL ilan edilmedi

Gezi eylemlerinde 589 araç yakıldı, 409 bina tahrip edildi, yollara barikat kuruldu, Başbakanlık Çalışma Ofisi basılmak istendi, Dolmabahçe Valide Sultan Camii işgal edildi. Türkiye’nin hiçbir ilinde olağanüstü hal ilan edilmedi.

Amerika'da sokağa çıkma yasağı
ABD’de Missouri Valisi Jay Nixon, Ferguson’da olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Nixon, bir avuç çapulcunun, halkın güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceklerini, adaletin tecelli etmesi için sükûnetin sağlanması gerektiğini söyledi.

4- Türkiye'de askerler kışlasında kaldı

Gezi kalkışması Türkiye’nin çeşitli illerine yayılmasına rağmen asker kışlasından çıkmadı. Başbakan Erdoğan, paralel devlet yapılanmasında yer alan polislerin eylemcilere şiddet uygulayarak olayları körüklemek istemesine rağmen askeri kışlasında tuttu.

Amerika'da asker sokağa indi
ABD’deki olaylarda ordudan yardım istendi. Missouri Valisi Jay Nixon olayların durulmaması üzerine orduya çağrı yaptı ve “düzen ve sükûnetin yeniden sağlanması” amacıyla semte Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması emrini verdiğini açıkladı. Asker, sokağa indi.

İşte Gezi'nin çapulcuları ile Ferguson eylemcileri arasındaki fark
2013 yılının Haziran ayında yaşanan Gezi Parkı eylemleri kısa sürede vandalist bir eyleme dönüşürken, ABD hükümetinin eylemleri Türkiye’den çok daha sert bir tutumla bastırması dikkat çekiyor.

Türkiye’deki eylemcilerin büyük kısmını Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C), Türkiye Komünist Partisi (TKP), İşçi Partisi (İP) ve PKK yandaşı marjinal kesimler oluşturuyordu. Eylemlerde Öcalan posterlerini açan eylemciler, Türkiye’yi kaosa sürüklemeye çalıştı. Yine eylemcilerin bir kısmını da sapık cinsel tercih olarak bilinen LGBTT bireyleri oluşturdu. Uluslararası para spekülatörü kesimlerce finanse edilen Gezi Parkı eylemcilerinin OTPOR ile ilişkileri de gündeme gelmişti.

Gezi Parkı ile alakalı bir diğer hususu da ‘ajanlar’ konusu oluşturdu. Çadırların yakılıp eylemlerin başlamasının hemen ardından Almanya ve İran’dan İsrail ve Amerika’ya kadar onlarca ülkeden istihbarat ajanları Gezi Parkı’na akın ederek eylemcileri provoke etmişti.

Ferguson’daki eylemcileri tıpkı Erdoğan’ın Gezi Parkı’na katılanlar için söylediği ‘Çapulcu’ kelimesi ile tanımlayan ABD’de yukarıda sayılan maddelerin pek çoğu yaşanmadı. Ferguson’da CIA ve FBI dışında bir istihbarat kuruluşunun olayları provoke ettiğine dair bilgi yok.


akit