Ekonomik mi,örgüt mü?İş adamlarının korkulu rüyası.

TCK'nın 235 ve 236'ncı maddeleri işadamlarının korkulu rüyası oldu.

Şirketler bir yandan Türkiye'de AB'ye uyum amacıyla hazırlanan Kamu İhale Kurumu ile uğraşırken bir yandan da TCK ile mücadele ediyor. Tüm dünyada suçun cezası ekonomik ama Türkiye'de örgüt suçu olarak geçiyor.

AB'ye uyum amacıyla hızla hazırlanarak 2002 yılında çıkarılan Kamu İhale Kanunu'nda (KİK) süreç içerisinde eksiklikler giderilir düşüncesi, Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) adli suçlara takılıyor. Yeni Şafak'tan Cahit Saraçoğlu'nun haberine göre böylece ortaya bir yandan kamu düzeninin yürümesi için yapılması gereken ihalelerdeki aciliyet, öte yandan ise ihaleye giren her firma duruma göre 'suç örgütü' üyeliği ile suçlanabiliyor.
Durum böyle olunca şirketler bir yandan Türkiye'de AB'ye uyum amacıyla hazırlanan KİK ile uğraşırken, bir yandan da TCK'nın şartları daha da ağırlaştıran hükümleri nedeniyle zan altında kalıyor. Tüm bunlar incelendiğinde ise iş dünyasının asıl canını yakanın TCK'daki 'İhaleye fesat karıştırma' ve 'edimin ifasına fesat karıştırma' düzenlemeleri olduğu belirtiliyor.
Düzenlemelerde ihaleye fesat karıştıran kişilerle ilgili cezanın 5 yıldan 12 yıla, edimin ifasına fesat karıştırılmasıyla ilgili cezanın ise 3 yıldan 7 yıla kadar olması şirketlerin korkulu rüyası haline geliyor.
İŞ ALEMİ KİK İLE TCK ARASINDA KALMIŞ
İlbank A.Ş'de halen Müşavir olarak görevini sürdüren Muhittin Abacıoğlu şirketlerin korkulu rüyası olan düzenlemelerin TCK'nın 235 ve 236'nca maddelerinde yer aldığını belirterek, 'Örneğin yasada, hileli davranışlar başlığı altında, ihaleye katılmayı engellemek, yeterliliği olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak, teklif edilen malın şartnamelerine uygun olup olmaması gibi konuları içeriyor' dedi.
KİK'E UYULMAZSA FESAT KAVRAMI OLUŞABİLİYOR
Abacıoğlu, DSİ, İller Bankası, DDY gibi yatırımcı kuruluşların yanı sıra devletin tüm birimleri ihtiyaç duyduğu alanlarda ihale yoluyla yapacağı alımlarda KİK'in 5. maddesinde belirtilen ilkelerine uymakla yükümlü olduklarına dikkat çekerken, yanı sıra, kamu ihalelerine katılacak özel ve tüzel kişilerin de (firmaların) uymak zorunda olduğu kurallar bulunduğunu belirtti. Abacıoğlu, 'Bu kaidelerin ister idare isterse ihaleye katılan firmalar tarafından bozulması halinde ihaleye fesat kavramından bahsedilebilir' tespiti yaptı.
KİK'te yeterince düzenleme var
Yargılama sürecinde kamu ihale kanununun yasak fiil veya davranışlar maddesine atıfta bulunularak ihaleye fesat karıştırıldığı iddialarına da değinen Abacıoğlu, 'Genellikle iddia makamları 17. maddenin (d) bendindeki 'alternatif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten veya vekaleten birden fazla teklif vermek' maddesini kullanarak ihaleye fesat karıştırıldığı yorumuna gitmektedir. Oysa bu madde de sayılan davranışların cezai yaptırımı kamu ihale yasasının 58. maddesinde, ihalelere katılımdan yasaklama, ihale dışı bırakılma, bazı hallerde teminatın gelir kaydedilmesi gibi mali anlamda verilmektedir' dedi.
2 gram eksik çıktı diye hapis
Yemek hizmeti ihalesinde verilen öğün adedinde eksik veya öğünde verilecek elma portakal gibi meyve vb. ürünlerin gramajının eksik olduğu gerekçesiyle edimin ifasına fesat karıştırıldığı için dava açıldığını hatırlatan Abacıoğlu, 'Bu hizmette bir kusur veya eksiklik söz konusu ise, buna ilişkin yaptırımlar zaten kendi mevzuatı, şartname ve sözleşmesinde bulunmaktadır. Bu yasaklama, eksik işlemin tamamlatılması ve para cezası şeklinde tezahür etmektedir. Bunların tekraren TCK'da yer verilerek fesat kapsamında suç telakki edilmesi modern hukuk anlayışında kabul edilecek bir uygulama değildir' dedi.
Hukuka güven erozyonu oluşuyor
TCK'ndan 235 1-c maddesine ilişkin hükmün ivedilikle çıkartılması gerektiğine işaret eden Abacıoğlu, maddenin ceza hukukunun etki alanını yorum yaparak genişletmeye müsaade ettiğini söyledi. Bu suçlarla ilgili yürütülen işlemlerde güven erozyonu oluştuğunu vurgulayan Abacıoğlu, 'Yerli yersiz örgüt kapsamı ve telefon dinlemeleri ile insanlar suçlanmaktadır. Bu durumda toplumda bu kadar da olmaz anlayışına zemin hazırlanmakta ve adalete olan güven de zedelenmektedir. Hukuka aykırı diğer eylemlerin neler olduğu belli olmadığı için bu eylemler teker teker yazılmalı ya da bu madde adaletin daha sağlıklı işlemesi yönünden madde metninden çıkarılmalı' dedi.
Dünya 'ekonomik ceza' diyor
İhaleye fesat karıştırma suçları, çağdaş ülkelerde genel olarak ekonomik cezalar kapsamında değerlendiriliyor. Almanya'da dolandırıcılık ve rekabeti kısıtlama suçu cezalandırılırken, Fransa'nın da aralarında bulunduğu birçok ülke ise idari para cezaları uyguluyor.
Almanya'da ihale anlaşmaları dolandırıcılık suçu ve rekabeti kısıtlama kapsamında cezalandırılıyor. Almanya Ceza Kanunu sadece ihale sürecine gizli ve hukuka aykırı bir takım anlaşmalar yapmak suretiyle fesat karıştırılması halini cezalandırılıyor. Hile, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırılmış olması hali ise bir suç olarak düzenlenmemiş. Bunlar genel hükümler kapsamında değerlendiriliyor. İtalya da ihaleye ilişkin bu tür fiiller Rekabet Kanunu çerçevesinde para cezası ile yaptırım altına alınmış. Bu ceza için de idari makamlar yetkilendirilmiş. İtalyan ceza kanunu ihalenin kamu idaresine mensup bir görevli tarafından yapıldığı esasından hareketle, korunan hukuki yararın dürüstlük ilkesi olduğu görüşünü benimsiyor.